Bizim tayfa ABD’ye karşı çıkarken ne kadar da haklıymış, değil mi?
Hayata zaman zaman ideolojik bakmak gerek. Yani, bir insanın ya da bir devletin fikri ne ise zikri de o oluyor ne yazık ki!
Burada ABD sadece bir öznedir.
ABD, İngiltere, Rusya (sscb) ne fark eder ki!
Yoksa başımıza hunimizi geçirerek ABD’nin Conisi ile neden uğraşalım!
Asıl olan emperyalizme karşı çıkmak olduğunu bir türlü anlatamadık; ya da bizim tayfa anlattı ama bazı kaz kafalılar anlamamakta direndiler ve bu sadece direnmeyle kalmadı üstelik ABD’yi eleştirenleri de suçladılar!
Bugün bile emperyalizmin yerli uşakları, emperyalizme karşı verdiği savaşı zaferle taçlandıran Mustafa Kemal Atatürk’e din kisvesi altında kin kusmaktalar!
Neden?
Çünkü Mustafa Kemal liderliğinde Anadolu insanı emperyalizme analarının nikâhını hem Çanakkale’de hem de işgal altındaki Anadolu’da iki kez gösterdi!
O yüzdendir, “keşke Yunan kazansaydı,” dediler; o yüzden İskilipli Hoca denilen işgalci İngiliz yanlısı Atıf’ı savunmaya ve anmaya devam ettiler!
Derken, gün geldi harman oldu, ABD ferman buyurdu!
BOP hayata geçirilecek!
Önce komşumuz Irak bölündü, sonra Türkiye’yi de oyuna sokarak Suriye karıştırıldı. Amaç olarak da Emevi Camisi’nde namaz kılmak olarak gösterildi!
Birkaç yıl önce özellikle Suriye sınırındaki mayınlar temizlenerek bugünlere hazırlanmıştı. Ve biz Emevi Camisi’nde değil namaz kılmak, şadırvanında abdest bile almadan, milyonlarca Suriyeli Türkiye’de hem abdest aldı, hem de namazlarını kıldı ve de kılmaya devam ediyorlar.
Buradaki amaç, Türkiye’nin nüfus yapısını yani demografisini bozarak ulus devlet olmaktan uzaklaştırmak ve aynı ülkü ile ortak gelecekte bulunma ereğini yontmak olmasın sakın!
E, ne yapalım, emperyalizmin ve yanlılarının kafasında kırk tilki gezer, kırkının da kuyruğu birbirine değmez, diyorsak eğer, tilkisiz başımızla bunu düşünmek o kadar da saçma olmasa gerek!
Hal böyleyken, ABD, bu topraklardaki maşası olan PKK denilen bölücü ve kanlı örgütü açıkça desteklemeye devam ediyor. Daha birkaç gün önce ABD’li askerlerin PKK’yı inlerinde ziyaret ettiklerini basından okuduk !
Bir de kökleri emperyalist devletlerin dikenli saksılarında olan bazı cemaat ve tarikatların bu kadar semirmelerine ve devlette etkin olmalarını da katarsak, ne demek istediğimizi anlamak isteyenlere anlatmaya çalıştığımız anlaşılır sanırım.
Anlamak istemeyenleri de zorlayacak değiliz elbet!
Fikir ve zikir meselesi yani!
..
Yukarıdaki düşüncelerimizin bağlamında, son yıllarda ve özellikle son günlerde yaşanan siyasi ve ekonomik tabloyu değerlendirmek ve de fikirlerini öğrenmek için Erzurum’da Cumhur İttifakı’nın kalesinde gedikler açmaya çalışan İYİ Parti’ye yani İl Başkanı Sayın Melih Kırkpınar’a telefonda “alo” dedim. Nezaket gereği hal hatır cümlelerinden sonra sordum.
“Sayın başkan, siyaset yapmadan son birkaç yılı ve son günleri değerlendirir misiniz?”
Güldü ve dedi ki;
“Siyaset, hayatın her alanında vardır, yaşam koşullarını ister birey, isterse devlet olarak değerlendirmeye kalkarsak, siyaseti ötelemek olmaz. Nereden bakarsak bakalım, yine siyasete çıkar. İster ekonomi penceresinden bakalım, ister milli çıkarlar kapısını açalım. Her ikisini de siyaset şekillendirir.”
“Yani siyasetsiz olmaz, diyorsunuz, öyle mi?”
“Evet!” Dedi.
“Peki,” dedim, “ülke genelinde partinizin hal ve gidişini biliyoruz, Erzurum’da durum nasıl, örneğin son birkaç ayda Cumhur İttifakı’na oy vereceğini söyleyen seçmenlerin birçoğunun partinize sıcak bakmaya başladığı söyleniyor, bu konuda ne dersiniz?”
“Bundan doğal ne olabilir ki! Bakın, ekonomik yönden, siz yoksulun gözünün içine baka baka ‘yoksulluk bitti, ya da dükkanını kapatan esnafın yüzüne karşı , ‘kapanan iş yeri falan yok,’ derseniz inandırıcı olur mu?”
“Yani!”
Devam etti, “yani, sağ kolunu kaybetmiş birine, ‘sağ kolun yerinde ve sağlam,’ derseniz adam size ne der! Yani kendi bedenini, kendi kolunu bilmez mi hiç!”
“Anladım başkan!”
“Peki milli çıkarlar açısından bakacak olursanız?”
Bir an durakladı.
“Erzurum öznesinde mi?”
“Evet!”
“Erzurum’un taşını da toprağını da; kentlisini de köylüsünü de iyi bilirim. Erzurumlu açlığa, yokluğa dişini sıkar ve sabreder; ama konu milli çıkar ve duruş olunca da olumsuzluklar canını sıkar. İşte bu yüzden Cumhur İttifakı’na oy vermeyi düşünenler,yani AK Parti ve MHP’den partimize yönelenlerin artışı normaldir!”
“Özellikle MHP tarafından PKK’ya sıcak baktığınız gibi imalı sözler duyuyoruz, ne dersiniz?” Diye sorunca bir anda sesin yükseltti!
“Bu saçmalığı barındıran bir soruyu sormanızı sizden beklemiyordum. Ülkemizin kimliğini taşıyan Kürt kökenli her vatandaşımız herkesle eşittir ve bu kökenden olan herkes PKK denilen kanlı örgüt taraftarı değildir. Bunu gittiğimiz her yerde görüyoruz. Kaldı ki HDP’ye giden oyların da PKK yanlısı olduğunu düşünmek, gerçeklerden kopmuş sanal bir siyasi hikâyedir. Aksi halde altı milyon PKK’lı olduğunu var saymak gerekir; ki böyle bir saçmalık ancak saçmalayanlardan çıkar. Yakın geçmişte kimlerin kimlerle birlikte olduğunu da unutmayın!”
Baktım, başkan hiddetleniyor, araya girdim.
“Aman başkan, bu benim düşüncem değil, Cumhur İttifakı’nın sözleri!”
“Biliyorum,” dedi. “Bunun böyle olmadığını bunu söyleyenler de biliyor; ama ne yaparsınız işte, söylenecek söz kalmayınca ya doğalgaz bulunur, ya aya gidilir ya da böyle akıl karıştıracağı sanılan sözler söylenir!”
“Peki, akıllar karışır mı?”
“Aklını akıllıca kullananın neden aklı karışsın ki!”
“Anladım,” dedim, “peki , 128 dersem ne dersiniz?”
“Yanlış kişiye soruyorsunuz derim,” dedi.
“İtibar ya da gurur desem,” dedim.
Güldü.
“Diyojen, varlığı ile övünen ve altınlarla süslü köşkünde yerlerde ipek halılar serili olan ve bunlarla gurur duyan varlıklı biri tarafından yemeğe davet edilir. İpek halıların üzerinde yürürken gülümser, bunun nedenini soran mülk sahibine, ‘gururunu ayaklarımın altına aldım,’ der. Bilmem anlatabildi mi Ömer bey!
“Anladım başkan, teşekkürler!”
“Son olarak da şunu söyleyeyim, fikir ve zikir meselesi önemlidir. Zikriniz söyleminize uymuyorsa bir sorun var demektir!”
“Bunu da anladım, teşekkürler!”
..
Evet Erzurum’da Ak Parti’nin rakibi İYİ Parti İl Başkanı Melih Kırkpınar’la kırk dakikalık bir tele sohbet gerçekleştirdim. Elbet he şeyi yazacak değilim; ama önemli konuları kelimesi kelimesine de aktarmaya çalıştım. Önümüzdeki günlerde de AK Parti İl Başkanı Sayın Mehmet Emin Öz’ü aramayı ve Erzurum’un ve de siyasetin özüne değinmeyi düşünüyorum. Ben düşünüyorum da bakalım Sayın Öz düşünür mü bilemem elbet!
..
Sayın Kırkpınar’ın son sözünü giriş yazımın sonuna aldım.
Fikir ve zikir meselesi. İşte burası çok önemli!
Değil mi yani!
GÜNDEM
20 Nisan 2024GÜNDEM
20 Nisan 2024SPOR
20 Nisan 2024SAĞLIK
20 Nisan 2024SAĞLIK
20 Nisan 2024GÜNDEM
20 Nisan 2024GÜNDEM
20 Nisan 2024