24 Şubat 2023 Cuma
Son birkaç yıldır tarihi film ve dizi sayısı artınca elinde kılıç başında börkle dizileri izleyen insan manzaralarını sosyal medyada sıklıkla görür olduk.
Milli duygularımızı okşayan bu dizilerden etkilenenler sadece biz halk mıyız? Tabi ki hayır, bu dizilerin birçok ülkede reyting sıralamasında en üst sıralarda olduğu dair birçok kez haber yapıldı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro bile elinde kılıç başında kayı börküyle pozlar vermişti.
Belli ki bu akımdan AK Parti siyaseti de nasibini almış…
Çünkü uzun zamandır kendi iradesinde ve güdümünde olmadığını düşündüğü kurum, kuruluş ve oluşumları feth edilmesi gereken Tekfur kalesi olarak görüp, ne pahasına olursa olsun kendi isteği doğrultusunda şekillendirme hevesine kapıldı.
Tabipler Odası ,Mimarlar Odası ve Barolar Birliği bunlardan sadece birkaçı olurken en sonu da Boğaziçi üniversitesi’ oldu.
Boğaziçi Üniversitesi’ne Rektör atanan Prof.Dr. Melih Bulu, 2002 yılında Ak Parti’nin Sarıyer ilçe başkanlığı kurucu üyesi, AK Parti İstanbul İl yönetiminde ekonomiden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulunduktan sonra 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde Ataşehir Belediye Başkanlığı için Ak Parti’den aday adayı oldu.
2015 yılı genel seçimlerinde ise AK Parti’den İstanbul 1. Bölgeden milletvekili aday adayı oldu.
Sayın Melih Bulu’ nun Akademik kariyeri oldukça parlak olsa da siyasetteki hayalleri sadakatle bağlı olduğu partisi tarafından pek de dikkate alınmamış görünüyor.
Aslında bu atamanın mağdur edileni Melih hoca oldu. Ak Parti siyaseti Boğaziçi Üniversitesi’ni düşürmek için topun içine Melih hocayı sokup topu ateşledi. Çıkan gürültü ve açılan çukura öğrenciler düştü. Elimizde kör kurşun gibi istenmeyen adam ilan edilmiş kırık dökük bir rektör kaldı. Gelinen noktada ne Ak Parti hükümeti geri adım atabilir nede Melih hoca Türkiye’nin en zeki ilk bin öğrencisinin karşısında yer edinebilir.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve OHAL sürecinde çıkarılan Kanun Hükmünde kararnamelerin gücüyle, son yıllarda yaşanan siyasi olaylar, alınan siyasi kararlar kontrolsüz gücün toplumun büyük bir kesimde yapıcı değil yıkıcı etkilerinin de olduğudur. Bu da gösteriyor ki her kanuna uygun icraat, adil ve yerinde olmayabiliyor.
Dünya’da ve Türkiye’de yaşayan insanlarımızın ve ülkemizin güvenliği birkaç bin güvenlik mensubunun fiziki çabası sayesinde sağlanırken, asıl sessiz ve derinden yürütülen savaş, düşünce platformlarında ,bilim ve teknolojide ülkemizi dünyada öne çıkarıp rekabet gücümüzü artıran, siber vatan güvenliğimizi sağlayan birkaç yüz kişinin seçkin beyni sayesinde veriliyor.
Boğaziçili öğrenciler Ak Parti’nin Rektör atama şeklini siyasi bir hareketi olarak görüp atamaya karşı çıkarak protesto ettiler. Hükümetin bunu siyasi argüman olarak kullanıp beka sorununa çevirmeden, kırıp dökmeden çözmesi gerekiyor. Bu olayın destekçisi de, yaygaracısı da provokatörü de, olacak.
Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı partiler üstü, siyaset üstü bir makamdı. Onun için kurduğu parti değil artık Türkiye vardı. Partili cumhurbaşkanlık sisteminde ise halkın tamamının temsil edildiği söylense de, pratikte bu objektif tutumu göremiyoruz. Çünkü hep önce can sonra canan hatta kalırsa canan uygulamalarını gördük.
Partili siyasallaşmış rektörü de Boğaziçi kabul etmiyor.
Boğaziçi Üniversitesi gibi ilk bin kişinin girebildiği, birikim ve zekaya sahip insan kaynağımızın toplandığı yer örselenmeye, tahribata maruz bırakılmamalı. Karar verme noktasında bulunan siyasilerin kaçının çocuğu Boğaziçi üniversitesi’ni kazanıp okuyacak zeka seviyesine sahip?
İte kaka, paranın zoruyla özel üniversitelerde okuttukları çocuklarını yere göğe sığdıramayanlar biraz durup düşünmeli. Bu çocuklar yani Boğaziçili öğrenciler Türkiye’nin zekası, düşünen ,bulan ve geliştiren organik vatanıdır. Sürülecek toprak güdülecek kuzu değiller…
Selami Karatay