10 Ağustos 2022 Çarşamba
23 Temmuz-7 Ağustos 1919 ‘da yapılan Erzurum Kongresi’ne Vilayat-i Şarkiyye Kongresi de denir.
Erzurum Kongresi , manda ve himaye kabul etmeyerek onurlu bir hayatın yolunu açmıştı.
Erzurum Kongresi, milli iradenin bir kişiden başlayıp ulusal bir güç ve kararlılığa dönüşebileceğini dünyaya göstermiştir.
Bir Ulusun kaderini değiştiren ve birçok ilk’e sahne olan bu kongrenin asıl önemi, sivil toplum kuruluşlarının gerçek mahiyetini göstermesi ve iki sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilmiş olmasıdır.
casino siteleri
Bu iki sivil toplum kuruluşu 2 Aralık 1918’de Erzurumlu Raif Hoca ve Süleyman Nazif tarafından kurulan, merkezi İstanbul’da bulunan Vilayat-i Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum şubesi ve 12 şubat 1919’da merkezi Trabzon olarak kurulan Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’dir.
Birkaç kişinin kurduğu iki sivil toplum kuruluşu ile doğuda başlayıp batıda Büyük Taarruz harekatı sonucu, Yunan işgali altında bulunan İzmir’in 9 Eylül 1922’de kurtarılması sürecini başlatması açısından da ayrı bir önem taşıyor.
Erzurum tarih boyu milli iradeye öncülük etmiş, ülke bütünlüğünün tehlikede olduğu dönemlerde hep kilit rol oynamıştır. Bu özveriyi gösterirken hükümetlerden hak ettiği desteği görmüş mü ? İşte bu tartışılır.
Şehrimizde faaliyet gösteren Sivil toplum kuruluşları ve tüzel kişiliğe sahip meslek odaları, kuruluş ve hizmet amaçlarından biri olan sosyal sorumluluk bilincinin oldukça dışındalar.
Şehrin gerçeklerinden haberdar olmayan bu kuruluşlar kendi dünyalarında yaşarken İzmir 9 Eylül Üniversitesi, web sitesinde yayınlanan bir bildiriyle Uzundere’de hiç de etik olmayan bir yöntemle tarihe not düşmüş bizimkilerin haberi bile yok .
Sormazlar mı? Kış turizmiyle özdeşleşen umudunu bu yönde diri tutma adına bir çok yatırıma imza atan Erzurum, kaya ve buz tırmanışı için ideal bir destinasyon alanı olan Uzundere’de bulunan iki şelaleye niye İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluş tarihini isim olarak tescillettiniz. Şehrin yetkilileri bu talepten haberdar edildi mi? Kim kimin malını kime lütfediyor?
Tortum Şelalesi, Uzundere ilçe sınırları içerisinde ama Uzundereli dostlarımız adının Tortum şelalesi olmasından dolayı ara sıra serzenişte bulunuyorlar. Kendi aramızda bu tatlı kıskançlığı ,hassasiyeti gösteriyorken, Uzunderelilerin Cevizli mevkiinde bulunan iki şelalenin de adlarının DOKUZ ve EYLÜL olarak, belki de şu anda tescillendiğinden haberleri var mı?
İzmir 9 Eylül Üniversitesi şelale tırmanış etkinliğine bir kere sponsor olarak iki şelaleyi de kendi adına tescil ettirip koca şehri uyuttu. Diyeceksiniz ki tekerlek takıp koca dağı İzmir’e mi götürdüler.? Yok götürmediler.
Gidin İzmir de her hangi bir destinasyon alanına Erzurum’u çağrıştıran bir isim vermeye çalışın, bakalım neler oluyor.
Uzundereliler ,Uzundere Belediyesi ve kaymakamı ,Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Erzurum valiliği defalarca sponsor oldukları ve Uzundere –cevizli mevkiinde bulunan buz ve kaya tırmanışı yapılan iki şelaleye, Dokuz ve Eylül isimlerinin verildiğini biliyorlar mı?
Ve artık literatürde bu isimlerle anılacağından haberleri var mı?
Tabi şelalelere Dokuz ve Eylül isimlerinin verilmesi yabancı uyruklu misafir sporcuların fikri olmasa gerek. Bir kere daha gördük ki bu sahipsiz memleketin ekmeğinin tuzu yok.
Başını kuma gömmüş STK’lar ve kurumlar kendilerine sormuyorlar mı, Erzurum Kongresi’nin 102.yıl dönümü yaklaşırken bu kutlu mücadeleden iki şelaleye isim çıkmaz mıydı?…